13 Mart 2017 Pazartesi

"Tembel" bir "Gelin" Hastalığı - Hashimoto (Haşimato)

zaman: Mart 13, 2017 0 yorum
Bir anne için bebeği ile ilgilenmek ne kadar mutlu edici eğlenceli bir şey olsa da bir o kadar da yorucudur. Uykusuz gecelerle başlar, peşinden oradan oraya koşmakla devam eder. Ancak bu yorgunluğun doğal olup olmadığını da bilmek gerekir. Bazılarımız için bu yorgunluk bir hastalığın belirtisi olabilmektedir.

Her insan düzenli aralıklarla örneğin altı ayda bir kan tahlili yaptırmalı. Kan tahlili sağlık durumumuz hakkında bize çok şey söyler. Yeni doğum yapmış anneler için kan testi daha önemlidir. Demir depolarımız boşalmış mı? Kan değerlerimiz düşmüş mü? D vitamini takviyesi gerekli mi?..

Ben de bu kontroller için doğum sonrası kan tahlili yaptırdım ve aklıma gelmeyen ve bilmediğim bir hastalığım  olduğunu öğrendim.  TSH değerim  çok yüksek çıkmıştı. Bunun  üzerine ekstra T4 ve  T3 tahlilleri yaptırdım. Onlar da referans değerlerinden çok farklı çıktı. Ultrasona girdim neyseki bir Nodül tespit edilmedi. Bu bulgular ışığında anlaşıldı ki haşimato olmuşum.




Peki haşimato nedir ?

Bu soruya değerli aile hekimimizin konuda uzman olduğunu ve araştırmam için doğru kaynak olarak görüp tavsiye ettiği Prof. Dr. Metin Özata'nın kendi sitesinden yaptığım alıntıyla cevap vermek isterim.

"Haşimato, Japon bilim insanı Hashimoto tarafından bulunmuştur. Ülkemizde bazen haşimato dense de doğrusu Hashimoto hastalığıdır. 
Hashimoto, otoimmün hastalıklardan biridir. Yani vücut kendi dokusunu yabancı doku olarak algılayıp onu yok etmek ister ve vücut içinde bir savaş oluşur. Hasimoto hastalığında ise vücut, tiroit bezini yok etmek ister. Vücudumuz tiroit bezini yok etmek için çok miktarda anti-TPO antikoru ve anti-tiroglobulin antikoru üretir. Bu antikorlar tiroid bezine bağlanarak tiroid hücrelerini harap ederler. Bu arada tiroid bezine bir çok iltihap hücresi birikir. İltihap sonucu tiroid hücreleri tahrip olarak azalınca da bez küçülür ve hormon yapacak hücre kalmaz. Bu nedenle tiroid hormon yetersizliği ortaya çıkar. "

Tembel gelin hastalığı denmesinin nedeni de; ülkemizde haşimato hastalığı olduğu anlaşılamayan kadınların, hastalığın insan üzerindeki duygu değişikliği ve yorgunluk gibi etkileri konusunda kendilerini ifade edememeleri ve evliliklerinde sıkıntı yaşamalarıdır.




Haşimatonun yeni doğum yapanlarda sıkça karşılaşılan bir durum olduğunu öğrendim. Haşimatonun bendeki etkisi yorgunluk, duygusallık ve asabiyet oldu. Hiç tahmin etmeyeceğim şeylere sinirlenme, olmadık şeylerde duygulanma, bebeğimi emzirmek için kucağıma ağlamayacağım kadar güçsüz hissetme gibi..

Haşimato teşhisinden sonra ömür boyu kullanacağım bir ilaç verildi. Dozunu kontrol etmek ve gerektiğinde ayarlamak için düzenli kan tahliline gitmem ve hastalık teşhisinden 6 ay sonra yeniden nodül kontrolü için ultrason çektirmem gerekiyor. Sonraki ultrasonlar arasında da birer yıl olmalı.

Haşimatoyu bir hastalık olarak kabul etmiyorum. Şükür ki tedavisi var ve sadece günde bir ilaçla kontrol altına tutulabiliyor. Bu yüzden derdimiz bu olsun deyip geçiyorum. İnsanlar ne hastalıklarla uğraşıyorlar.. Zor süreçli tedaviler hatta bazen tedavisi mümkün olmayan hastalıklarla karşılaşıyorlar. 

Sanırım biz insanlar için en iyi temenni şudur ki;
Herkese sağlıklı uzun bir ömür; hastalar için de acil şifalar.. 

12 Mart 2017 Pazar

Doğum Parası Yardımı

zaman: Mart 12, 2017 0 yorum
Bebeğinizle olan bazen zorlu bazen keyifli geçen 9 aylık yolculuğunuz sona erdi ve onu sağlıkla kucağınıza aldınız. Bir sürü masrafı var; kıyafeti, bezi, biberonları, arabası.. Bir yerden az da olsa bir para gelse fena olmazdı.. derken doğum yardımını duydunuz. Aman canım bebeğimin üzerinden para mı alayım diye düşündünüz. Ama bu sizin hakkınız ve aldığınızda bebeğinizin yararına harcayacaksınız. Madem ki diğer ülkelerde her ay yapılan bu yardımlar ülkemizde bir kerelik; öyleyse hakkınızı kullanmalı ve doğum yardımını almalısınız. 

Peki doğum yardımı ödeneği ne kadar ve nasıl başvuru yapılacak? 



Doğum yardımı;
1. çocuk için 300 
2. çocuk için 400
3. çocuk için 600 lira değerinde. 


Doğum yardımı alacak annelerin; Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri Sosyal Hizmet Merkezleri'ne aşağıda linki bulunan Doğum Yardımı Başvuru Dilekçesi'ni doldurarak başvuruda bulunmaları gerekmekte. 

http://sosyalyardimlar.aile.gov.tr/data/56c6c0fb369dc54604649b10/Dogum%20Yardimi%20Basvuru%20Formu.pdf

Sosyal Hizmet Merkezleri'ni nereden mi buluruz? Eğer İstanbul'da yaşıyorsanız aşağıdaki linkten faydalanarak yaşadığınız ilçe hangi Hizmet Binası'na bağlıysa oraya başvurmalısınız. Ancak bu linkten bakıp gitmeden önce telefonla teyit etmeniz daha faydalı olacaktır. 

https://istanbul.aile.gov.tr/duyurular/sosyal-hizmet-merkezlerimiz-iletisim-bilgileri

Doğum yardımı başvuruda bulunduktan sonraki ay içerisinde PTT'ye anne adına yatar. Dolayısıyla parayı sadece anne PTT şubelerinden birine giderek alabilir.


20 Şubat 2017 Pazartesi

Emzirme Döneminde Regl

zaman: Şubat 20, 2017 0 yorum
Genelde her ay geçtiğimiz bu özel dönemimizden yakınırız. Hassasiyet, ağrılar, rahat hareket edememe vs. Fakat bu dönemi de arar olabiliyormuş insan.

Hamilelik sürecinde malum dokuz ay rahatlık.. Peki emzirme süreci? Doğumdan sonra rahatlık dediğimiz bu durum artık rahatsızlık vermeye başlayabiliyor. Nasıl mı?

Doğumdan 7-8 ay geçtiği halde adet göremeyen ve kaygılanıp jinekoloğa giden anneye ultrason kontrolleri ve kan tahlilleri sonucunda verilen adet söktürücü ilaç bile işe yaramayabilir.

Şöyle ki hamilelik, emzirme ve menopoz dönemlerinde yumurtlama olmadığından adet olunmaz. Emziren annelerde Prolaktin hormonu yüksektir. Prolaktin, yumurtlamayı sağlayacak hormonları baskılar. Bu sebeple adet görülmez.



Doğumdan sonra 8-16 haftalar arası adet başlar. Emziren annelerde bu süre altı ayı bulabilir. Hatta emzirme yoğun bir şekilde devam ediyorsa bir yıl ve daha uzun da sürebilir. Emzirme döneminde görülen adet genellikle düzensiz olacaktır.

Doğumdan sonra âdetin başlama zamanı ve düzeni; emzirmenin olup olmadığına, emzirme süresi, sıklığı gibi kriterlere göre değişiklik gösterir. Emzirme tamamen bittiğinde adet dönemleri düzene girecektir.

Emziren annelere söyleyeceğim iki şey var ki; bunlardan ilki adet görmeme durumunun normal olup olmadığının doktor kontrolü ile kesinleştiremesi gerektiği (kist veya gebelik ihtimalinin araştırılması) diğer önemli konuda âdetin başlamadığı süre boyunca korunmaya devam edilmesi gerektiği.


Kakaolu Çatlak Kurabiye

zaman: Şubat 20, 2017 0 yorum
Bir gün patronum işyerine kendi yaptığı kurabiyelerden getirmişti. Stres atmak istediği zamanlarda kurabiyeler yapar ve sakinleşirmiş. Kakaolu olan her şey başta 1-0 galiptir benim için. Denedim ve gerçekten yanılmadığımı gördüm. Çok çok lezzetliydi. Ayrıca görüntüsü de farklı ve hoştu. Tarifini aldım, defalarca denedim ve işte sizlerle paylaşıyorum..



Malzemeler:
1 bardak un
1 çay bardağı sıvı yağ
2 yumurta
2 çay bardağı toz şeker
Yarım bardak kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 tutam tuz
Kurabiyeleri bulamak için pudra şekeri

Sıvıyağ, şeker, vanilya ve kakao derin bir kasede karıştırılır. Yumurtalar tek tek ilave edilerek mikserle çırpılır. Un, kabartma tozu ve tuz eklenerek spatula yardımıyla karıştırılır. 
Elde edilen karışımın üzeri bir streç filmle kapatılarak buzdolabında en az 1 saat beklenir. (internetteki tariflerde 2 ya da 4 saat yazanlar da var.)
Süremiz dolduktan sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılarak pudra şekerine bulanır ve yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye dizilir. Önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında pişirilir.
Sıcakken yenilecekse sütle çok iyi gidiyor. Kahveyle ya da çayla inanılmaz yakışıyor.

Afiyet olsun. 

Portakallı Çikolatalı Pasta

zaman: Şubat 20, 2017 0 yorum
Tam 15 yıldır kuzenimin doğum gününü birlikte kutlayamıyorduk. Ayrı şehirlerde yaşıyorduk ve doğum günü okul dönemine denk geliyordu. Bu yıl bu tarihte bizde olacağını öğrenince çok mutlu oldum ve doğum günü için ona özel bir pasta yapmak istedim. Sonuçta o bir üniversite öğrencisi ve tahmin edersiniz ki daha çok hazır yiyor :) Bu yüzden de hazır alınmayıp ona özel yapılmış bir pastaya daha çok sevineceğini düşündüm. Fakat pastaneyi de aratmamalıydı. Aradım taradım ve bu tarifi buldum. Portakallı tarif seçtim çünkü kuzenim eskiden Antalya'da yaşıyordu ve aklıma hemen portakal geldi. 
Hemen tarifi uyguladım ve..... Aman Allah'ım! Müthiş bir lezzet.. Pastaneden aldığımı sandılar :) Tabii söyledim gerçeği ama anlayacağınız herkes çok beğendi ve dedim ki bu pastayı hemen blogumda paylaşmalıyım! 
Doğum günleri ve diğer özel günler için de tercih edebileceğiniz muhteşem bir pasta! İşte tarifi:



Malzemeler:

Keki için:

4 yumurta
1 bardak toz şeker
3 kaşık sıvı yağ
Yarım çay bardağı sıcak su
1 portakal kabuğu rendesi
Yarım çay bardağı portakal suyu
3 kaşık kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Muhallebisi için:

3 bardak süt
3 kaşık un
1,5 çay bardağı toz şeker
1 portakal kabuğu rendesi
3 yumurta
1 paket krema
2 kaşık toz haline getirilmiş fındık ve ya badem tozu (olmasa da olur) 

Keki ıslatmak için:

1 bardak portakal suyu
2 kaşık toz şeker

Üzeri için: 

250 gr. bitter çikolata

Yumurtaların akını ve sarısını ayrı kaplara kırın. Toz şekerin yarısını akına yarısını da sarısına ekleyin. İkisini de ayrı ayrı mikserle çırpın. Yarım çay bardağı portakal suyunun üzerini sıcak su ile doldurup sarısına ilave ederek çırpın. Üzerine portakalı rendeleyin. Yağ, kabartma tozu, vanilya, kakao ve unu da ekleyip spatula yardımıyla hepsini karıştırın. Son olarak çırptığınız akını da ekleyip karıştırın. Kek karışımını kelepçeli kek kalıbına koyarak önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişirin.  


Benmari usulü erittiğiniz çikolataları bir yağlı kağıt üzerine döküp spatula veya bıçak yardımıyla yayıp inceltin. Rulo şeklinde sarıp buzlukta dondurun. 


Muhallebisi için sütü bir tencereye koyun. Üzerine un ve şekeri ilave edip karıştırın. Portakal kabuğu rendesini ekleyip koyulaşana kadar karıştırın. Yumurta sarısını çırparak muhallebiye ilave edin ve karıştırmaya devam edin. Badem ya da fındık tozunu da ekleyip muhallebi piştikten sonra soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra ayrı bir kapta çırpılarak krem şanti haline getirilmiş kremayı muhallebiye ekleyip çırpın. 


Pişen keki biraz soğuduktan sonra kalıbından çıkarıp enine iki kat olacak şekilde ortadan bölün. 2 kekin de iç kısımlarını portakal suyuyla şekeri karıştırarak ıslatın. 


Isladıktan sonra üzerine muhallebi sürün. Kekin diğer katını da üzerine kapatıp her yerini kalan muhallebiyle kaplayın. 





Dondurulmuş çikolatayı dolaptan çıkarıp uzun olacak şekilde elinizle kırın ve yağlı kağıttan çıkarın. Parçalanan çikolatalarla pasta kenarını ve üzerini kaplayın. 

Servis edinceye kadar pastanızı buzdolabında bekletin.

Afiyet olsun. 





 

iksmir anne olunca Copyright © 2011 Design by Ipietoon Blogger Template | web hosting