6 Aralık 2016 Salı

Bebek Bakımında Anneler İçin Çanta ve Ayakkabı Seçimi

zaman: Aralık 06, 2016 0 yorum
Bebeği olan bir annenin çanta seçimi konusunu anladık da ayakkabı seçimi de ne oluyor demeyin. Çooook önemli bir konudur bu.

Eğer yanınızda devamlı eşiniz ya da bir yakınınız yoksa, aracınız yoksa, bebeğinizle baş başa yolculuk yaptığınız oluyorsa çanta seçimi kadar ayakkabı seçimi de önemlidir. Küçük bebeği olan biz anneler yaz mevsimindeysek bağcıklı, tokalı sandaletlere özeniriz. Kış ise de çizmelere, bağcıklı botlara... Giyeriz demiyorum özeniriz diyorum. Neden mi? Düşünsenize bebeğinizle çıkacaksınız. Onu kanguruya oturttunuz. Kucağınızda o varken eğilip yukarıda bahsettiğim ayakkabıları giymek ne mümkün?! Diyelim ki ayakkabıları giydikten sonra bebeği alacağız. Öyleyse ayakkabılarla eve girmemiz gerekir ki  bu da sağlıklı bir durum değildir. (kanserojen etkiler) Bebeğinizi bebek arabasına koyup ayakkabınızı giyebilirsiniz tabii. Benim bunu yapmam pek mümkün değil çünkü beyfendi arabasında pek durmaz. Atlamaya kalkar arabasından. Kemerini takarsam da kızıp ağlar. Ki başka bir yazımda toplu taşıma kullandığım için bebek arabasının benim için çok kullanışlı olamadığını söylemiştim.

Dolayısıyla en uygun ayakkabı seçimi bizler için kolayca ayağa geçirilebilecek bağcıksız ve tokasız ayakkabılar, bootieler, sandaletler, babetler olabilir. Terlik demiyorum çünkü yolculuk esnasında ayağımızdan çıkabilir, takılıp düşmemize sebep olabilir.


Çanta konusunda gelince.. 
Ayakkabı kısmındaki hayalimizi gözümüzün önüne getirirsek bizler için en uygun çanta, hiç şüphesiz sırt çantasıdır. Kanguruda bebek, arkada sırt çantası ağırlık olarak birbirini dengeliyor ve sırt, bel ağrıları riskini azaltıyor. Bizler için dengeli bir duruş sağlıyor. Kol çantası taktığımızda çantamız kucağımızdaki bebeğin bacağına, ayağına baskı yapıp onu rahatsız edebiliyor. Çanta aşığı biri olarak bu benim için oldukça zor bir durum. İnat edip kol çantalarımı denediysem de başarılı bir sonuç alamadım. 1 yıldır sürekli sırt çantası takıyorum ve yeni çantalara sadece vitrinlerde bakabiliyorum. 

Bu yazım içinizi karartmasın. O kadar güzel sırt çantası ve ayakkabı modelleri var ki stil sahibi anneler bu durumu da kendi lehlerine çevirebilirler. 



5 Eylül 2016 Pazartesi

Magnolia Muzlu Puding

zaman: Eylül 05, 2016 0 yorum
Dünyaca ünlü Pastacılar Kralı Buddy Valastro'yu tanırsınız. Peki Next Great Baker yarışmasında ona eşlik eden jüriyi? Magnolia Pastanesi'nden Bobbie Lloyd ve Mr. Chocolate Jacques Torres. Üçü de birbirinden değerli ve tatlı konusunda aşmış insanlar. 


Bu yazımda Magnolia Bakery'nin meşhur muzlu pudingine yer vereceğim. 
Bebeğimin bayatlamış bebe bisküvilerini değerlendirmek isteyip yeni tarifler araştırırken karşılaştım bu tatlıyla. Her yaptığımda yiyen herkes gerçekten çok çok beğendi. Alışveriş yaptığım pastanelerde de denk gelip alır ve çok beğenerek yerdim. Şimdi bunu kendim de yapabilmenin mutluluğunu yaşıyorum. Yapılışı oldukça kolay siz de deneyin kendinizi de sevdiklerinizi de mutlu edin. 


Malzemeler:
  • Yarım paket bebe bisküvisi
  • Yarım litre süt
  • 1 çay bardağı şeker
  • 1,5 kaşık un
  • 1 kaşık nişasta
  • 1 yumurta sarısı
  • Yarım paket (100 ml.) krema
  • 1 adet muz
Bu miktardaki malzemelerden 4 kase, eğer benim kullandığım kaplar (resimdeki) kadar küçükse  7-8 adet çıkıyor. 

Süt, şeker, un, nişasta, yumurta sarısını küçük bir tencerede muhallebi kıvamına gelinceye kadar karıştırarak pişiriyoruz. Piştikten ve ocaktan aldıktan sonra içerisine krema ilave edip karıştırıyoruz.

Başka bir yerde bebe bisküvilerini toz haline gelecek şekilde eziyoruz. (havan, robot vs. kullanılabilir.)

Yine başka bir yerde muzları yuvarlak olacak şekilde doğruyoruz.

Kullanacağımız kaplara öncelikle bir kat bisküvi ardından 1 kat muhallebi daha sonra tekrar 1 kat bisküvi koyup daha sonra kabın kenarlarına muz dilimlerini diziyoruz. Muzlar çanak gibi kenarlarda kalacaktır. İçlerini muzların üstünü geçecek kadar tekrar muhallebiyle doldurup son olarak bisküvi katıyla bitiriş yapıyoruz. Süslemeleri dilediğiniz gibi yapabilirsiniz.

Bu tatlıyı muz yerine çilekle ya da ikisini birden kullanarak da yapanlar var. Tercih sizin.

Afiyet olsun. 


29 Ağustos 2016 Pazartesi

Erkek Bebeklerde İdrar Yolu Enfeksiyonu

zaman: Ağustos 29, 2016 0 yorum
Bebeklerimiz sağlıklı olduğu müddetçe biz annelere her gün cennet.. Onların bir gülüşü güneş gibi içimizi ısıtır. Ama maalesef her gün güllük gülistanlık geçmiyor. Bebeğimiz hastalanabiliyor, düşüp bir yerlere çarpıp canı yanabiliyor zarar görebiliyor. 

O sabah da bunlardan biriydi.. Oğlum sürekli ağlıyordu. Ne yaptıysam onu susturamadım. Bir baktım ki ateşi çıkmıştı. Altını değiştirirken de sarımsı bir akıntı farkedip zaman kaybetmeden acile götürdüm. Kan ve idrar tahlilleri istendi. İdrar tahlilini verirken de aynı akıntı vardı fakat hemen de kesildi. Evden çıkmadan önce yaptığım yarım fitille ateşi düştü ve tekrar yükselmedi. İdrar tahlili sonuçlarında bu durumun etkileri görülürken kan sonuçlarında bir sıkıntı yoktu. 

Doktorlar bu durumu idrar yolu iltihaplanması olarak yorumladı. Batın ultrasonu yapıldı çok şükür onda da bir sıkıntı çıkmadı. Bir sıkıntı olmadığından emin olabilmemiz için çocuk doktorumuz, idrar tahlilinin birer ay arayla yeniden yaptırılarak temiz sonucunu 5 kez almamız gerektiğini söyledi. Çünkü erkek bebekte idrar yolu iltihaplanması önemli ve hayatı boyunca 1 ya da 2 kez olduğunda normal kabul edilebilen bir durummuş. Aynı şey yaşandığında böbreklere su kaçağı olma ihtimali araştırılması gerekirmiş. 

Fakaaatt.. Başka bir konu için gittiğimiz çocuk cerrahına konudan bahsettiğimizde yaşadığımız şeyin büyük bir ihtimalle idrar yolu iltihabı değil aslında sünnet olmadığı için deri içinde birikenin akıntı şeklinde dışarı atıldığını ve bunun da aynı şikayetleri yaşatacağını söyledi. Bu yolla da anladık ki çocuklarımızın bebekken sünnet edilmesi onların sağlığı açısından daha iyi olabiliyor. 

Dilerim bebeğiniz ve siz bu sıkıntıyı yaşamazsınız. Ancak karşılaşırsanız da bebeğinizin cinsiyeti erkekse ve henüz sünnet olmamışsa bir cerraha uğramanızı tavsiye ederim. 


26 Ağustos 2016 Cuma

Bebek Alışverişinde "Keşke"lerim

zaman: Ağustos 26, 2016 0 yorum
Bebeğim doğmadan önce bir sürü site ve kitaplardan araştırma yaptım. Bir sürü de insan dinledim. Ne almalıyım? Ne modelde almalıyım? Hangi marka iyi? Ya da ne almamalıyım? 
Tabii ki bir sürü şey aldım. Kredi kartı ekstrelerimi bir ben bir Allah tabii bir de eşim bilir :)
Bebeğim doğduktan sonra sıra geldi aldıklarımızı kullanmaya. Bazılarını iyi ki almışım dedim bazı şeyler için iyi ki almamışım dedim bazı şeyler için de keşke almasaydım..
Edindiğim bu bilgileri  yazmak istedim ki diğer annelere/anne adaylarına fikir versin.

Peki benim "keşkelerim" neler ?

Keşkeler
  • Çıkıntılı, Oturaklı Bebek Küveti
Büyük bir heyecanla bebeğimize küvet almaya gitmiştik eşimle. Onu doğduktan sonra yıkanırken hayal ediyorduk. Küvet seçiminde de iyisi olsun dedik. Oldukça uygun fiyatlı uzun düz ayrıntısı olmayan giderli/gidersiz basit küvetler varken biz pahalı olanı aldık. İçinde çıkıntıları vardı. Vantuzlu yani istenildiğinde kullanabileceğimiz bir oturak vardı. Dedik ki heralde bu çıkıntılar daha rahat olacak. Zaten pahalıysa demek ki bir artısı var. Oturağını da ilerde kullanırız diye düşündük.

Fakaaattt.. Bebek doğdu ve küveti kullanmakta inanılmaz zorluk yaşadık. Ağlıyor, yerinde durmuyor, küvetin içini havluları koyarak beslesek o çıkıntıların canını acıtmamasını nasıl sağlayacağız vs. Diğer yandan oturağı yapıştırabileceğimiz bir alan bile bulamadık. O vantuzlar nereye tutturulacak, nasıl oturacak? 

Çözümü en basitinden yeni bir küvet almakta bulduk. Çok rahat ettik. Bol bol kullandık. 
Şimdi bebeğim 9 aylık. İlk küvetine şans vermek istedim. Çıkıntılar sayesinde kaymaz en azından oturur diye düşündüm. Ama yerinden kalkıyor artık onu hiç bir şey durduramıyor. 

Kısacası keşke yolun başında en basitini almış olsaydım. 

  • Komplike Bebek Arabası
Bebek arabası konusunda bir yazı yayınlamıştım. 

Çok özellikli konforlu gösterişli bir araba istemiş ve almıştım. Fakat pek çok nedenden arabayı aldığıma pişman oldum. Büyüklüğü, katlama/kurmanın zorluğu, ağırlığı vs.
Mutluluğu baston tipi bebek arabasında buldum. Keşke en başında onu seçseydim. 
Fakat şimdi bir hayalim var ki o da ileride ikinci bebeğim olursa oğlum için bebek arabasına monte edilebilen bir kaykayı alarak iki çocuğumla birlikte "geniş alanlarda" dolaşmak :)




  • Bebek Araç Koltuğu
Çok istediğim şu çok özellikli bebek arabası var ya hani üstte de yazdığım, işte o arabayla uyumlu olan 0+ grubunda olan bebek araba koltuğunu aldık. Ana kucağı almayıp onun yerine bu koltuğu da kullanabilecektik. Gerektiğinde bebek arabasına gerektiğinde kendi arabamıza takacaktık. Belli bir yaşa kadar bebekler herhangi bir kaza anında daha çok zarar görmesin diye arkaya dönük oturtulmalı. Meğerse bizim aldığımız koltuk hava yastığı olan arabalarda arkaya dönük konulmamalıymış. Ciddi riskleri bulunuyormuş. "Ok o zaman ne de olsa 8 aylık oldu öne doğru oturturuz hem arkaya dönük giderken yol tutup midesi bulanıyor" diye düşündük. Fakat bizim bu koltuk sadece arkaya dönük konumda kullanılabiliyormuş. Her şeyi ince eleyip sık dokurken bunu nasıl gözden kaçırdık bilmiyorum. 
Anlayacağınız keşke araba koltuğunu alırken acele etmeyip doğru seçim yapsaydık. 

  • Emzirme Koltuğu

Bebek odasını alırken görüp çok sevdiğim emzirme koltukları.. Gördüğümde hemen hayallere dalmıştım "bebeğimi emzirirken bir yandan ayaklarımı da uzatıp hafif hafif sallanıyorum".. Eşim de beni kırmayıp aldı. Fakat o da ne?! Hatırı sayılır büyüklükte olan emzirme koltukları bebek odasına rahat hareket etmemizi sağlayacak şekilde sığmadı. Olsun diğer odaya koyarız dedik. Bu sefer de bebeğim doğduktan sonra gerçeklerle yüzleştim.. Bebek yeni doğduğunda 1,5-2 saatte bir uyandırıp emzirmek gerektiği, ileri ki aylarda yine geceleri emzirmek gerekeceği.. Gözümü bile açamazken gidip koltukta nasıl otururdum?! Yataktan bile kalkamayacak kadar yorgun oluyordum/oluyorum. Gündüz kullanalım desem evet 1-2 ay olabilir fakat sonrası için bebekler hızlıca büyüdüğünden koltuğa anne ve bebeğin sığması zor ve sıkıntılı oluyor. Neyse koltuk şimdi salonda, film izlerken ya da dinlenirken oturmak iyi oluyor. 

Aslında doğruyu söylemek gerekirse; keşke emzirme koltuğunu almasaydım.  

Bu liste uzaaar gider.. Aklıma geldikçe de yazacağım.

Keşkelerinizin az olması dileğiyle :)

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Kremalı Cupcake - Muffin

zaman: Ağustos 24, 2016 0 yorum
Cupcake.. Rengarenk, çeşit çeşit.. Kremalı.. mmmm nefis! 
Sizin de görünce canınız cupcake çekmiyor mu?
Hep yaparım cupcake ama kremasız; sade, çikolatalı ya da tahinli (onun da tarifi gelecek).. Çok güzel ve lezzetli olur olmasına da kremalı olanlar kadar albenisi olmaz.
Ben de kremalı ve süslemeli yapmaya özendim. Pek çok tarif araştırdım. İlk denememde kremasını çoğu yerde yazan şeker miktarıyla yaptım. Kekinin az şekerli olmasına rağmen şeker aşığı anneannem bile aşırı şekerli dedi kremanın tadına. Şeker miktarını yarıya düşürdüm. Veeee oldu...

İşte tarifi:


                                       
Malzemeler:
Kek için:
  • 3 yumurta
  • 1,5 bardak şeker
  • 1 bardak sıvı yağ
  • 1 bardak yoğurt
  • 2 bardak un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 tutam karbonat
  • Kakao (rengine göre miktarını ayarlayabilirsiniz)
Krema için:
  • 250 gr. pudra şekeri
  • 150 gr. tereyağı
  • 50 ml. süt
  • Sıvı gıda boyası
  • Süslemek için malzeme
Yumurta ve şeker beyazlaşıncaya kadar çırpılır. Sıvı yağ ve yoğurt eklenip çırpmaya devam edilir. Toz malzemeler süzgeçte elenerek karışıma eklenir ve spatula veya kaşık yardımıyla karıştırılır. Kalıbınız varsa muffin kalıbına ya da muffin kağıtlarına 2/3'si dolana kadar konulur. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 20 dakika pişirilir. (kürdan testi yardımıyla anlaşılabilir)

Krema için; tereyağı ve pudra şekeri tereyağ tamamen eriyene kadar çırpılır. Süt ve dilediğiniz kadar gıda boyası ilave edilerek çırpmaya devam edilir. Bu arada şunu da eklemek lazım ki; gıda boyası oldukça kuvvetlidir. 1 ya da 2 damla eklemeniz kesinlikle yeterli olacaktır. Hazırlanan krema, varsa krema sıkma aparatlarına ya da bir poşetin köşesini çok az keserek poşet içine doldurulur ve muffin üzerine gibi süsleme yapılır. Krema üzerine süs şekerlemeler varsa ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun. 


17 Ağustos 2016 Çarşamba

Çikolata Soslu Browni

zaman: Ağustos 17, 2016 0 yorum
Benim için çikolatalı her şey güzeldir. Krem şanti de tek başına bile yenebilir. Dolayısıyla duyduğum gördüğüm tüm çikolatalı tarifler denemeye değer. Bu tarifi bir akrabamdan almıştım. Bir kaç yıldır yapıyorum ve yiyen herkes tarafından çok seviliyor. Blogumda da yer vermesem olmazdı.


Malzemeler:

Kek için:

  • 1 bardaktan 1 parmak eksik un
  • 1 bardaktan 1 parmak eksik toz şeker
  • 4 yumurta
  • 2-3 kaşık süt
  • 4 kaşık kakao
  • 1 paket kabartma tozu
Diğer malzemeler:
  • 1,5 bardak süt
  • 1 paket krem şanti ve gerekli miktarda süt
  • 1 paket çikolata sosu ve gerekli miktarda süt
Yumurta ve toz şeker beyaz oluncaya kadar mikserle çırpılır. Süt eklenerek çırpmaya devam edilir. Diğer toz malzemeler süzgeçten elenerek karışıma eklenir. Spatula yardımıyla karıştırılarak borcama dökülür. Borcam seçerken şunu düşünmelisiniz: küçük bir borcam seçerseniz kekiniz daha kalın, büyük bir borcam seçerseniz de kekiniz ince olur. Zevkinize göre seçim yapmalısınız. Ben ince kek ve üstünde sosları daha çok severken annem keki daha kalın seviyor. Borcama dökülen kek karışımı önceden ısıtılmış 170 derece fırında kürdan testi sonucu kuru çıkana kadar pişirilir. 

Kek pişerken krem şanti hazırlanır. Başka bir kapta da çikolata sosu gerekli miktarda süt eklenerek pişirilir. 
Kek piştikten sonra fırından çıkarıp 2-3 dakika sonra 1,5 bardak sütle kek ıslatılır. 
Kek soğuduktan sonra kekin üzeri krem şantiyle kaplanır.
Çikolata sosu soğuduktan sonra krem şanti sürülmüş kekin üzerine sürülür. Çikolata sosu kesinlikle soğumuş olmalı yoksa krem şantiyle karışıp ebru sanatı gibi bir görüntü ortaya çıkarıyor. Bu durum bazıları için desen gibi güzel bir görüntü olsa da bazıları için ise bulamaç gibi bir görüntü olduğunu düşündürüyor. Dolayısıyla dikkat :)

İstenirse çeşitli malzemelerle süsleme yapabilirsiniz. Ben çiçek yaptım ama eşim krizantem çiçeği gibi olmuş dedi :) Ben mühendisim düz bir insanım sanatsal bir yönüm yoktur sizler daha güzelini yapabilirsiniz. Fakat tadıyla herkesi mutlu edeceksiniz bu kesin.

Afiyet olsun.


16 Ağustos 2016 Salı

Rüzgar Gülü Kurabiyesi

zaman: Ağustos 16, 2016 0 yorum
Bu yaz rengarenk rüzgar gülleri moda.  Bizim dükkanda da bu yaz rüzgar güllerini yok sattık. (Bkz. Hakan KırtasiyeHer ne kadar bu nemli ve sıcak havada bir esinti olup da rüzgar güllerinin döndüğünü göremesek de çeşit çeşit renkleri, desenleri insanı canlandırıyor. 

Ben de kurabiyeleri kalıplarla yapmaktan sıkılıp rüzgar gülleri şeklinde yapmaya karar verdim ve aşağıdaki kurabiyeler çıktı ortaya. Yapımı kolay tadı da çok güzel yendikçe yeniyor. Şahsen ben de öyle oldu :)



Malzemeler:

  • 150 gr. tereyağı
  • 3 bardak un
  • 1 bardak nişasta
  • 1 + 1/4 bardak pudra şekeri
  • 1 yumurta
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 2 kaşık kakao 
Oda sıcaklığı ve yumuşak kıvamdaki tereyağı, yumurta ve pudra şekeriyle güzelce karıştırılır. Diğer toz malzemeler (un ve kakao hariç) ilave edilerek karıştırılmaya devam edilir. Un yavaş yavaş ilave edilerek hamur yoğurulur. (aldığı kadar konulur) 

Yoğurulan hamur ikiye bölünerek bir yarısına kakao eklenir ve yoğurulur. Bu farklı renkteki hamurlardan ceviz büyüklüğünde koparılıp masa üzerinde kalem gibi ince uzun olacak biçimde yuvarlanır. Birbirlerine dolandırılarak rüzgar gülü şekli verilir.

Hazırlanan kurabiyeler yağlı kağıt serili tepsiye dizilip önceden ısıtılmış 170 derece fırında hafif kızarana kadar pişirilir. Soğuduktan sonra servis edilir.

Afiyet olsun.

11 Ağustos 2016 Perşembe

Bebek Arabası Seçimi

zaman: Ağustos 11, 2016 0 yorum
Ah! Şu bebek arabası mevzuu.. O kadar uzun sürdü ki alım süreci! Araştır araştır bak sor iyice kafam karışmıştı. Birkaç ay ara verip sonra tekrar araştırmaya başladım. Kafamda yığınla özellik vardı.

  1. 4 tekerlekli mi?
  2. Tekerlekleri büyük mü?
  3. 5 noktalı emniyet kemeri var mı?
  4. Portbebe olabiliyor mu?
  5. Koltuğu hem arkaya hem öne döndürülebiliyor mu?
  6. Tutma yerinin yüksekliği ayarlanabiliyor mu?
  7. Güneşliği?
  8. Yağmurluğu?
  9. Sepeti var mı?
  10. Kolay katlanır mı?
  11. Arabaya sığar mı?
  12. Kaç kiloya kadar kullanılabiliyor?
  13. Ana kucağı ya da araba koltuğu var mı?
Kafamın karışmasında satıcıların da etkisi vardı elbette. 

:) :)

Nihayet aradığım arabayı bulmuştum. Bilinen güzel bir markanın kaliteli bir ürünüydü. İstediğim tüm özellikleri taşıyordu. Fakat benim istediğim özellikler gerçekten gerekli miydi?

  1. Tekerlekleri büyük olsun dedim. Ama hiç bir yerden rahat geçemiyordum.
  2. Portbebe istedim. Bebeğim kasım doğumlu olduğu için dışarı çok çıkamadık. Şubat ayı gibi de artık tamamen yatar pozisyonda olmak istemiyor, kollarını sağa sola çarpıp rahatsız oluyordu.
  3. Koltuğunu bana bakar şekilde koyabiliyordum fakat bebeğim arkaya doğru gitmekten rahatsız oluyor ve ayrıca ters gittiğinde yol tutuyor ve midesi bulanıyordu. (araba koltuğu için de geçerli)
  4. Kolayca katlamak çoook zor oldu. Önce koltuğunu çıkartıp bir yere koymalı daha sonra iskelet halde kalan arabasını katlamalıydım. Böylece bir elimde koltuk bir elimde arabası olduğunu düşünürsek bebeğimi tutacak elim kalmıyordu. 3. bir elim olsa halim de kalmazdı. Çünkü gerçekten ağırlar.
  5. Böyle bir arabayı gören minibüs bizi almadan geçiyordu. :(
  6. Otobüste yolu tıkadığım için bir şoförden azar bile işitmiştim neredeyse. "Katla koy kenara hanımefendi." Katlanması zor deyince de "kolay olanını alsaydın napiim" demişti. :/
  7. Eğer eşim evdeyse, önce koltuk ve iskelet olarak ayırdığımız bebek arabasının parçaları hatchback arabamızın bagajına neredeyse milimetrik sığıyor ve her seferinde eşimden oflamalar duyuyordum.
  8. Ana kucağı görevi gören araba koltuğu çok ağırdı ve tek başına taşımak neredeyse imkansızdı.
  9. 13 kiloya oluncaya kadar kullanabileceğimiz 0+ grubu araba koltuğumuz var diye sevinirken meğerse hava yastığı olan arabalarda arkaya doğru konulmasının ciddi yaralanma ve (Allah korusun) ölüm riski olduğunu öğrenmiştim. Halbuki belli bir kiloya kadar bebekler arkaya bakacak şekilde yerleştirilmeli. Araba koltuğu da ona göre alınmalı.

Yani hayaller ve hayatlar durumu :)

Ben bebek arabasından bahsederken dikkat ettiyseniz hep di'li geçmiş zamanda anlatmışım. Şimdi ne yapıyorsun derseniz, oğlum 6 aylıkken babamın en sonunda canına tak edip tek parça ve kullanımının basit olması nedeniyle ucuz bir fiyata aldığı baston tipte bebek arabasını kullanıyorum ya da kanguruyu takıp içine de oğlumu oturtuyorum rahat rahat çıkıyorum. 

Umarım bu yazım bebek arabası seçmekte olan annelere bir fikir verir. Eğer arabanızın bagajı genişse, toplu taşıma araçlarını kullanmıyorsanız, genelde geniş alanlarda bebek arabasıyla dolaşacaksanız sizin için sıkıntı olmayacaktır.
Eğer henüz yaşını doldurmamış bebeğinize baston tipte araba alırsanız koltuğunun yatırılabilen özellikte olanlarından seçmenizi ve eğer kanguru kullanıyorsanız bebeğinizin kan dolaşımını etkilememesi için uzun süreli olarak kanguruda oturtmamanızı tavsiye ederim. 

Bebeğinizle birlikte mutlu gezintiler..






5 Ağustos 2016 Cuma

Red Velvet Cake - Kırmızı Kadife Pasta

zaman: Ağustos 05, 2016 0 yorum
Sevgililer günü yaklaşıyordu. Önemli günlerde özel sofralar hazırlamaya gayret gösteririm. Bu yıl çalışmadığım için ve bebeğim o ay genellikle uyuyor olduğu için zamanım vardı ve özel bir pasta yapmak istedim. Fakat nasıl bir şey yapmalıydım? Sevgililer günü denince aklıma kırmızı renk gelir. Bu yüzden doğum zamanı yaptığımız lohusa şerbetlerinden kalma kırmızı gıda boyasını değerlendirmek için kırmızı kadife kek yapmaya karar verdim. Amerika'da oldukça ünlü olan "red velvet cake"! Hem kırmızı hem kalp şeklinde.. Bir de sofrada yeni aldığım kırmızı supla tabaklar, kırmızı parlak boncuklar, şamdan ve mumlar.. Daha ne olsun? Evet bir de yemek olmalı :) Onu da yaptım tabii.




Malzemeler:
Kek için:
  • 3 bardak un
  • 1,5 çay bardağı sıvı yağ
  • 3 yumurta
  • 1,5 bardak şeker
  • 2 kaşık kakao
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tutam karbonat
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay kaşığı kırmızı gıda boyası
  • 1 tutam tuz
  • 1 kaşık elma sirkesi
  • Keki ıslatmak için süt
Buttermilk için:
  • 1,5 bardak süt
  • 1,5 kaşık elma sirkesi
Krema için:
  • 1 paket vanilyalı pasta kreması
  • 50 gr. tereyağı
  • 1,5 bardak süt
Kek karışımını hazırlamadan önce buttermilk (süt yağı) hazırlanmalı. Ülkemizde satılmadığı için bunu kendimiz yapmalıyız. Satıldığı gibi koyu kıvamlı olmuyor fakat aynı görevi görüyor.
Oda sıcaklığında 1,5 bardak süt ve oda sıcaklığında 1,5 kaşık elma sirkesini bir kasede karıştırıyoruz. 5-10 dakika sonra ayrışarak kullanıma hazır hale geliyor.  Buttermilk ihtiyacınızın miktarı ne kadarsa 1'e 1 ölçüyle hazırlayabilirsiniz. Yani 1 bardak süt kullanırsanız 1 kaşık sirke koyarsınız.

Kek karışımına gelirsek; her zaman olduğu gibi şeker ve yumurtaları beyazlaşana kadar çırpıyoruz. Ardından içine sıvı yağ, buttermilk ve 1 kaşık sirkeyi ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz. Son olarak da toz karışımları süzgeçte eleyerek karışıma ekliyoruz ve mikserle değil kaşık ya da spatula yardımıyla karıştırıyoruz. Kek karışımımızı altına yağlı kağıt serdiğimiz 2 kek kalıbına paylaştırıyoruz. Ben tek kalıpta yaptım piştikten sonra da arasına krema sürebilmek için enine ikiye ve sonra da kalp şeklinde kestim. 3 e kesenler de var. Siz de dilediğiniz gibi yapabilirsiniz. Kalp şeklinde kalıbınız varsa onu da kullanabilirsiniz. Kekimizi önceden ısıtılmış 170 derece fırında yaklaşık 50 dakika kadar pişiriyoruz. Kürdan testiyle kontrol etmeyi unutmayın. Çünkü fırınların ayarları, süreleri birbirini tutmayabiliyor. Sonuçta o kadar emek verdik ve yanmasını istemeyiz :)

Pasta kremasını hazır paket alıp da yapabilirsiniz. (içine tereyağı ve süt ilave edilmeli) Hazır pasta kreması kullanmak istemiyorsanız 400 gr. labne peyniri, 1,5 kaşık toz krem şanti ve 100 gr. oda sıcaklığında tereyağı çırparak da yapabilirsiniz.

Pişen kekleri gerekli şekilleri verdikten (kestikten) sonra iki tabağa koyup iç taraflarını sütle ıslatıyoruz. Daha sonra kremamızı aralarına sürüp katları üstüste koyuyoruz. Son olarak istediğiniz gibi süsleme yapabilirsiniz. Ben keki kalp şeklinde kestikten sonra kalan kekleri atmadım ve pastamın üzerine ufaladım. Kenarlarını da pasta kremasıyla süsledim. Çok güzel bir görüntüsü oldu. Sevgililer gününün romantik atmosferine uyum sağladı. 

Umarım siz de beğenirsiniz.

Afiyet olsun. 


1 Ağustos 2016 Pazartesi

7 Aylık Bebeğe Verilebilecek Ek Besinler

zaman: Ağustos 01, 2016 0 yorum
1 ay ne çabuk geçti. Bebeğiniz 7 aylık oldu bile. Katı gıdalara başarılı bir şekilde geçtiniz. Bebeğiniz artık az pütürlü püre kıvamında besinler yiyebilir.


7 aylık bebekler için

Yukarıdaki tabloda bahsedilen meyve suyu; 6. aydaki meyvelere ek olarak portakal, mandalina ve limon suyu olabilir. Fakat limon suyu en fazla birkaç çay kaşığı olmalı.

Yumurta sarısını elde etmek için; 7 dakika kaynatılır.

Köfte 3 kez çekilmiş dana kıymasından baharatsız ve soğansız olarak yapılmalı.



6 - 9 aylık bebekler için


Lütfen unutmayın;
  • 1 yaş altında inek sütü verilmemeli! 
  • Alerji öyküsü olan aileler çocuklarına yumurta, balık, domates, çilek gibi allerjen olma olasılığı yüksek besinleri verirken dikkat etmeliler.
  • Besin alerjisi olan bebeklerde yumurta, fındık, fıstık, balık ve soyalı besinlere 12. aydan önce başlanmamalıdır.
  • Botulismustan korunmak için 12. aydan önce bal verilmemelidir.
  • Bebekler 12. aya kadar tuz ve şekerden uzak tutulmalıdır. Şeker iştahsızlığa ve diş çürümelerine neden olur. Tuz zaten bizler için bile zararlıdır. Malum, "3 beyazdan uzak durulmalı." 
  • Et yerine et suyu kullanmak fazla yarar sağlamaz.
  • Ispanak pişirildikten sonra tekrar ısıtıldığında içindeki nitrit nitrata dönüşür.
  • Patlıcanda nikotin bulunduğundan bununla birlikte içeriğinde hiç mineral ve vitamin bulunmadığından bebekler için uygun besinler değildir.
  • Bakla nadiren favizme yol açabilir.
  • İçeriğinde tanin olması, demir ve diğer mineralleri bağlayıcı özelliği bulunması sebebiyle demir eksikliği yapabileceğinden çay bebeklere önerilmez. 

27 Temmuz 2016 Çarşamba

Bebekte İnmemiş Testis

zaman: Temmuz 27, 2016 0 yorum
Erkek bebeklerle ilgili özellikle sünnet konusu ailelerin kafasını kurcalarken bazı bebeklerde bir de inmemiş testis konusu var. Anne karnındayken gelişmeye başlayan ve doğumdan kısa süre öncesinde de yerlerini alan testislerden biri ya da ikisinin yerinde olmaması. İnmemiş olması.

Böyle bir durum aileler tarafından ya da rutin kontrollerde çocuk doktoru tarafından da kolaylıkla anlaşılabilir. Eğer testislerden birinin ya da ikisinin olmadığı tespit edilirse kanal ultrasonu çekilerek testisin kanalda var olup olmadığı araştırılır. Eğer kanalda değilse MR yöntemiyle karında olup olmadığına bakılır. Testisin vücutta var olması hiç olmamasından iyidir. Çünkü cerrahi yöntemle testisler torbasına indirilebilmektedir. Üstelik bu ameliyat günübirlik yapılır. Hastanede yatmayı gerektirmemektedir.

Tecrübeli bir çocuk cerrahı ultrason sonucuna göre örneğin kanalda tespit edilen bir testisi eliyle kontrol ederek kıvam açısından değerlendirir. Testisin kanalın hangi bölümünde olduğuna bakar ve inmesi için ne kadar süre beklenmesi gerektiğini söyler. Genelde 1 yaşa kadar beklenir. Bu süre içerisinde (özellikle ilk 6 ayda) testis kendiliğinden inebilir. Fakat 1 yaşa kadar beklenirken de çocuk cerrahına ziyaretler tekrarlanmalı, böylece testisin küçülmeye başlayıp başlamadığına bakılır. Zira böyle bir durumda 1 yaşa gelinmesi beklenmemekte ve müdahale yapılmaktadır. 

İnmemiş testis durumuyla karşılaşırsanız canınızı sıkmayın. Evet keşke olmasaydı diye düşüneceksiniz ama unutmayın ki kendiliğinden torbaya inebilir, inmezse de küçük bir operasyonla tedavi edilebilecektir. Hem belki bu arada bebeğinizin sünnetini de yaptırır, onu da aradan çıkartmış olursunuz.

Geçmiş olsun.  


21 Temmuz 2016 Perşembe

6 Aylık Bebeğe Verilebilecek Ek Besinler

zaman: Temmuz 21, 2016 0 yorum
Beklenen zaman geldi ve bebeğiniz 6 aylık oldu. Artık sadece anne sütüyle beslenmeyip başka gıdalar da yiyebilecek. Bu durum annelerin işini biraz daha kolaylaştırabilir. Çünkü acıktığında tek ihtiyaç duyduğu annesinden süt emmek olmayacak ve böylece anneler 1-2 saat onları anneannelerine/babaannelerine bırakıp işlerini yapabilecek.

Peki 6 aylık bir bebek neler yiyebilir? Kimi anneler "Amaan abartmaya gerek yok. Annelerimiz bizi beslerken listeler mi vardı?" diye düşünüyor. Bazı annelerse doktorların verdiği listeler doğrultusunda ya da internetten araştırarak bebeklerini besliyorlar. Ben de çoook araştırdım. Bu kadar liste varsa, doktorumuz da bize bu listeleri veriyorsa bir bildikleri vardır diye düşünüyorum. Ki araştırmasam, sormasam, umursamasam şunları bilemezdim:
  • 1 yaş altında inek sütü verilmemeli! 
  • Alerji öyküsü olan aileler çocuklarına yumurta, balık, domates, çilek gibi allerjen olma olasılığı yüksek besinleri verirken dikkat etmeliler.
  • Besin alerjisi olan bebeklerde yumurta, fındık, fıstık, balık ve soyalı besinlere 12. aydan önce başlanmamalıdır.
  • Botulismustan korunmak için 12. aydan önce bal verilmemelidir.
  • Bebekler 12. aya kadar tuz ve şekerden uzak tutulmalıdır. Şeker iştahsızlığa ve diş çürümelerine neden olur. Tuz zaten bizler için bile zararlıdır. Malum, "3 beyazdan uzak durulmalı." 
  • Et yerine et suyu kullanmak fazla yarar sağlamaz.
  • Ispanak pişirildikten sonra tekrar ısıtıldığında içindeki nitrit nitrata dönüşür.
  • Patlıcanda nikotin bulunduğundan bununla birlikte içeriğinde hiç mineral ve vitamin bulunmadığından bebekler için uygun besinler değildir.
  • Bakla nadiren favizme yol açabilir.
  • İçeriğinde tanin olması, demir ve diğer mineralleri bağlayıcı özelliği bulunması sebebiyle demir eksikliği yapabileceğinden çay bebeklere önerilmez. 



Peki neler yiyebilirler? 
Aşağıdaki listeler; aile hekimizin ve çocuk doktorumuzun verdikleri listeler, internet araştırmalarım ve edindiğim tecrübelerle birleştirilerek hazırlanmıştır. Tıbbi dayanağım olmasa bunları yazamazdım. Bu sebeple içiniz rahat olsun. 


6 aylık bebekler için




 6 - 9 aylık bebekler için


Listede kavanoz ve kaşık mamaları da yazıyor. Ben hazır mama kullanmıyorum. Yoğurdu kendim mayalıyorum. Muhallebiyi sağdığım süt ve pirinç unuyla hazırlıyorum. Eğer az gelmişse biraz da su ekliyorum. Meyve püreleri için cam rende kullanıyorum. Böylece her şey doğal oluyor. Eğer imkanınız varsa siz de öyle yapın derim. Sonuçta meleklerimiz her şeyin en iyisini hak ediyor. :)

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Tarçınlı Sade Kek

zaman: Temmuz 20, 2016 0 yorum
Hep iddialı/farklı tatlılar yapmaya gerek yok değil mi? Sonuçta insan misafiri olmayan günlerde de kendisine çay kahve yapıyor. Çayın yanında da kek çok iyi gidiyor. Anneanneme gittiğimde canımız kek çekti ve sade kek yaptık. Bir farklılık katabilmek için de sos yapıp üzerine döktük. Görüntüsü de tadı da güzel.





Malzemeler:
  • 3 yumurta
  • 1,5 bardak toz şeker
  • 1,5 bardak süt 
  • 2,5 bardak un
  • 3/4 bardak sıvı yağ
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 limon kabuğu rendesi
Muhallebisi için:
  • Yarım bardak toz şeker
  • 1 bardak süt
  • 1 kaşık nişasta
  • 1-2 kaşık tereyağı
  • 1 paket vanilya

  • Kakao (üzerine serpmek için)

Toz şeker ve yumurta beyazlaşana kadar mikserle çırpılır. Diğer malzemeler eklenerek spatula yardımıyla karıştırılır. Kekinizin kabarması için toz olan malzemeleri (un, kabartma tozu, vanilya) süzgeçten geçirilerek eklenmesine özen gösteriniz. Kek karışımı hazırlandıktan sonra yağlanan kek kalıbına dökülür ve önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişirilir. (kürdan testi sonucu kuru olana kadar)

Diğer yandan ocakta diğer malzemeler muhallebi kıvamına ulaşana kadar pişirilir, pişmiş ve kalıptan çıkarılmış olan kekin üzerine dökülür. Sosu döktükten sonra çay süzgecine biraz kakao dökülerek kekin üzerine serpilir. Kakao yerine çerezle de süsleme yapılabilir. Biliyorsunuz ki süsleme görecelidir.

Afiyet olsun.




Meyveli Soğuk Parfe

zaman: Temmuz 20, 2016 0 yorum
Kıyafette olduğu gibi tatlıların da modası var. Bir ara tiramisuydu, geçen yıl trileçe şimdi de soğuk parfeler :) Yaz olduğunda insan şerbetli ağır tatlılar yerine soğuk şeyler yemek istiyor. Meyveli soğuk pastalar da bunun için ideal. Hem yapımı kolay, hem lezzetli, hem de oldukça göz doldurucu. Şerbetli tatlılar hariç tatlı sevmeyen eşim bile bayıldı o derece. (gülmeyin, bu benim için önemli bir ölçüt :)

Pek çok tarif var. Araştırdım, karıştırdım. Aşağıdaki malzemeleri kullanarak yaptım. Güzel de oldu.
Buyrun tarifi:




Malzemeler:

  • 2 paket krem şanti
  • 3 bardak süt
  • 1 kase doğal yoğurt (ben kendi mayaladığım normal yoğurt kullandım. Süzme yoğurt kullanan da var, labne peyniri koyan da)
  • 300 gr. meyve (aslında dilediğiniz meyveden dilediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Ben 1 şeftali 2 kırmızı erik ve 1 yarım muz kullandım)
  • Yarım bardak damla çikolata
  • 1 paket Burçak bisküvi 1 paket Sultani bisküvi
Üzerini süslemek için:
  • 1/3 bardak toz şeker
  • 1 bardak süt
  • 1-2 kaşık tereyağı
  • 1 kaşık kakao
  • 1 kaşık nişasta
  • 1 paket vanilya 

Sütle toz krem şantiyi çırptıktan sonra yoğurt eklenir. Arzuya göre 1-2 tatlı kaşığı pudra şekeri ya da şeker eklemek istemezseniz bal ekleyebilirsiniz. Fakat ben hiç şeker koymadım. Ona rağmen yeterince tatlı oldu. Bisküvileri elinizle ya da bıçak yardımıyla kırdıktan sonra karışımın içine ekleyin. Doğranan meyveleri, damla çikolataları ekleyin ve spatula yardımıyla karıştırın. Fakat çok fazla karıştırmayın ki krem şanti bulamaç gibi olup meyvelerin rengini almasın. Hazırlanan karışımı öncesinde içine streç koyduğunuz borcam ya da kek kalıbına boşaltın. Üzerini de aynı streçle kapatın pastanızın üstü açık kalmasın. Streç yerine kenarlarından kestiğiniz buzdolabı poşetlerini kullanmanız daha faydalı olabilir. Çünkü streç donacak olan pastamızın aralarına girerek sıkıntı yaratabilir. Pastanızı buzluğa koyun. En az 4 saat dondurucuda beklemeli. Servis etmeden önce 10-15 dakika kadar dışarıda ya da 30 dk. kadar buzdolabının soğutucu bölümünde bekletmelisiniz. 

Üzerini süslemek için de yukarıdaki malzemeleri bir kapta pişirerek muhallebi kıvamına gelmesini bekleyin. Daha sonra pastanızın üzerine dilediğiniz gibi dökün. Muhallebisiz de hoş bir görüntüsü ve tadı olacaktır. Bu yüzden sosu yapmanız şart değil. 

Süsleme kısmı kişinin tamamen hayal gücüne dayalıdır. Toz fıstık, fındık, çerez gibi malzemelerden ya da meyvelerden de faydalanılabilir.

Afiyet olsun.

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Galaktostaz - Süt Kanallarının Tıkanması

zaman: Temmuz 13, 2016 0 yorum
Doğumdan önce de sonra da biz annelerin sıkça aklını kurcalayan konudur: emzirmek! Acaba emzirebilecek miyim? Sütüm yetecek mi, sütüm yetiyor mu? Bebeğim doyuyor mu? Kafamızdaki sorular yetmezmiş gibi bir de çevreden bu sorular gelir. Sütün yetiyor mu? Çocuk doymamış gibi? Neden ağlıyor, acaba sütün yetmiyor mu? İşte o an "yeteeeeeeeeeeeeeerr" diye bağırasımız gelir.

Bir de bu durumun tersi var. Süt fazlalığı!
Göğüslerde süt kitleleriyle ve bebeğinizin emerken sıkça boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasıyla kendini gösteriyor. Emzirmenize rağmen o kitlelerin tamamen yok olmadığını farkediyorsunuz. Pompa ile sağarken kitlenin olduğu alandan süt gelmediğini, fışkırmadığını görüyorsunuz.

Bu durumu ilk yaşadığımda (2 kez oldu), çevremdekilere anlattığımda "maşallah" deyip önemsemediler. Halbuki bu ciddiye alınması gereken bir durum ve tıkanıklığın giderilememesi durumunda yüksek ateş, titreme ve dolayısıyla mastite (meme iltihabına) yol açabiliyor.

Böyle bir durumda yapılması gereken (doktor ve ebelerden bizzat edindiğim bilgilere dayanarak); bebeğinizi daha fazla emzirmeye çalışmak (bunu yaparken farklı pozisyonlar denemelisiniz), pompayla iğne ucu kadar bile gelse pes etmeyip o kitlenin yavaş yavaş boşalarak yok olmasını sağlamak. Emzirmeden ya da sağmadan önce sıcak kompresle dolaşımı hızlandırmak ve elinizle göğüsünüze masaj yapmanız oldukça fazla yarar sağlayacaktır. Emzirme/sağma işleminden dolayı da göğsünüzün yatışması için soğuk kompres yapmak da ihmal edilmemelidir.

Süt kanallarının tıkanması bana çok büyük sıkıntı verdi. Şimdiki aklım olsaydı;

  • Emzirirken meme sırasına dikkat ederdim. Peşpeşe aynı taraftan emzirmezdim.
  • Aşırı yoğunluk hissettiğimde bebeğimin emme zamanını beklemeden pompayla sağardım.


Galaktostazla ilgili olarak çok değerli aile hekimimizin panosunda bulunan yazıyı da sizinle paylaşmak isterim.

Galaktostaz nedir?

Süt yollarının kapanmasıdır. Annenin göğsünde özellikle de doğumdan sonraki ilk günlerde hatta daha da sonra çeşitli nedenlerle oluşabilir. Bu durum basınca bağlı ağrı oluşturabileceği gibi mastite (meme infeksiyonu) neden olabileceği için anne memeyi, bebeğin yardımı bile olmadan nasıl boşaltabileceğini bilmelidir. Bu yolla toplanan süt şişeye doldurulabilir ve bebeğe doğrudan verilinebilir. 

Sütü sağmak; en çok aşağıdaki aşamalar izlenildiğinde işe yarar:


İlk aşama olarak; özellikle mastit durumunda, ıslak, sıcak giysileri meme üzerine koymak süt akımını uyarabilir.

Göğsünüzü bir elinizle tutun ve diğeriyle yukarıdan başlayarak ve göğüs başına doğru giderek masaj yapın.



Şimdi, göğsün alt kısmına da süt akışını uyarmak amacıyla masaj yapın.

Her iki elinizle de parmak uçlarıyla meme başınıza doğru yumuşak darbeler vurun. 

Baş, işaret ve orta parmağınızı aerolanın (memenin koyu renkli ucu) yaklaşık 3 cm arkasına, süt bezlerine başınç uygulamak için yerleştirin. 

Şimdi, parmak uçlarınızı göğsünüze doğru bastırın ve sonra, ritmik, yuvarlak bir hareketle öne doğru yine sıkın. Bu, sütün fışkırmasını sağlar ki bu süt toplanabilir.


Umarım yazım sizler için faydalı olmuştur.

29 Haziran 2016 Çarşamba

Bebeklerin Ağlamasının 12 Nedeni ve Sakinleştirme Yolları

zaman: Haziran 29, 2016 0 yorum
Şüphesiz ki bebeklerimiz dünyadaki en kıymetli varlıklar biz anneler için. Onları hep mutlu görmek isteriz. Fakat tabii ki bu her zaman mümkün olmaz. Bebekler ağlar da. İsteklerini, sıkıntılarını henüz söyleyemeyen veya gösteremeyen bebeklerimiz mecburen ağlayarak bize sinyaller gönderirler. Peki ağladıklarında ne istediklerini ne hissettiklerini nasıl bilebiliriz? 



Aşağıdaki 12 neden, en sık karşılaşılan yani ağlamalarının en muhtemel sebebinden olmayanına doğru sıralanmıştır. Bu sebepleri 1. sıradan deneyip eleyerek ağlaması bitmediği sürece diğer sebeplere inmemiz gerekecektir.


      1. Açlık
      Çözümü basit . (Besleme şekliniz ne ise : emzirme, mama vs.)

      2. Kirlenmiş bez
      Çözümü basit.

      3. Uyuma ihtiyacı
      Çözümü basit. Fakat uygulama kolay mı bilemiyorum :) Bazı bebekler zor uyurlar. 

      4. Kucaklanma isteği
      Her ne kadar hepimize "kucağa alıştırma" diye söylenilse de ben buna katılmıyorum. Okuduğum bazı kitaplardan da öğrendiğim kadarıyla kucaklanmak bebeğe güven duygusu verir, aileyle arasındaki sevgiyi, ilişkiyi güçlendirir. Hem biraz ayaklanınca zaten istesek de kucağımıza alamayız kaçar durur. İleride zaten kucağımıza da sığmayacaklar :( (neyse şuan o günleri düşünmek istemiyorum yoksa üzülürüm) :)

      5. Karın ağrıları, mide-bağırsak sıkıntısı (gaz, kolik vb.)
      Bebeğimizin gazını çıkartmasına yardımcı olmaya çalışmalıyız. Fakat bunu yaparken sırtına sertçe değil nazikçe vurmalıyız. Bazı kitaplar bebeğin sadece dik tutularak omzunuza karnını dayamanızın bile yeterli olduğunu yazıyor. 
      Bebek yağı ile karnına gaz masajları uygulayabilirsiniz. Oldukça etkilidir.
      Başkasından duyduğum bir çözüm ise karın ağrısı çeken bebeğinin pantolon kemerini gevşetmesi üzerine bebeğinin rahatlaması ve ağlamayı kesmesiydi. Belki çözüm işte bu kadar kolaydır.
      Bebek eğer kolik ise rahatlatıcı müzik veya sesler dinletebilirsiniz.
      Bir de uzun vadede anne sütüyle beslenen bebeklerde kendimiz hangi besini yediğimizde onda gaz sıkıntısı olduğunu gözlemleyip kendi yediklerimizi ona göre ayarlamalıyız. 
      Bunların dışında diğer olası karın ağrısı sebepleri; reflü, süt alerjisi, kabızlık, bağırsak tıkanması vb. 
      Doktorumuz oğlum 4 aylıkken kabızlık sıkıntısı çektiğimizi söylediğimde, 1 haftaya kadar kaka yapmamasının normal olduğunu söyledi. Eğer 1 haftayı geçtiyse doktorunuza danışmanızda fayda var. Belki kabızlık için fitil verecektir ve bu fitiller bebekleri çok rahatlatmaktadır.
      
      6. Gaz çıkarma ihtiyacı (geğirme)
      Bebeğiniz sizi emerken ya da biberon veya emzik kullanımı sırasında hava yutmuş olabilir dolayısıyla geğirme ihtiyacı hissediyordur. Çözümü yine dolaşarak klasik omuzda gaz çıkartma tekniğidir.

      7. Çok sıcak / çok soğuk ortam
      Ortamın sıcaklığına göre gerekli düzenlemeleri yapmalısınız. (ortam sıcaklığı ayarlama, bebeğin kıyafetini ayarlama vb)

      8. Küçük şeyler
      El/ayak parmaklarının arasına ya da erkek bebekse pipisine saç dolanmış olabilir. Çorap sıkmış olabilir. Kıyafetlerinin etiketi onu kaşındırıyor olabilir. Bunun gibi pek çok sebep olabilir. Deneme yoluyla bu tür sıkıntıları farkedebilirsiniz. 

      9. Diş çıkarma
      Diş çıkarma süreci ağrılı olabilir. Uyku, iştahsızlık gibi problemler yaşayabilir. Sık sık diş etleri kaşınır bu da onları hırslandırır, sıkar. 
Parmağınızla (tabii ki temiz olmalı, tülbent de sarabilirsiniz) diş etlerine yumuşak masajlar yaparak onun rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz. Diş kaşıyıcıları kullanın. İçi su dolu kaşıyıcıları buzdolabında bir süre soğuttuktan sonra kullandırırsanız daha çok rahatlayabiliyorlar. 

     10. Daha az uyarılma isteği 
     Ortam ışığı, tv sesi, gürültü vs. ona fazla geliyor olabilir. Sakin müzikler dinletebilirsiniz. Sakin bir yere götürüp ona kitap okuyabilir onunla kısık bir ses tonuyla konuşabilirsiniz. Yeterli havalandırılmış ortamlarda bulundurmaya özen göstermelisiniz.

     11. Daha fazla uyarılma isteği 
     Daha aktif olmak isteyebilir. Etrafı keşfetmek istiyor olabilir. Bu sizin için yorucu olabilir. Ben böyle durumlarda onu yatağında tek başına sıkılmış halde bırakmak yerine mama sandalyesini nerede ne iş yapıyorsam oraya taşıyıp onun da benim yanımda durmasını sağlıyorum. Müzik dinliyoruz birlikte. Konuşuyoruz, gülüşüyoruz. O da mutlu oluyor. Bu yöntemleri deneyebilirsiniz.

     12. Çok iyi hissetmeme
     Tüm bu maddeleri ekarte ettiyseniz, bebeğiniz hala ağlıyorsa, onun ateşini kontrol edin. Bir hastalığı/rahatsızlığı varsa size bazı sinyaller gönderiyor olabilir. Yüzü, davranışları (eğer genelde gülüyorsa sebepsiz yere ağlaması size fikir verebilir), iştahı, kusma, anormal bağırsak hareketleri, nefes almada zorluk gibi. Böyle bir durum hissettiğinizde doktorunuza danışmanızda fayda var.

Umarım bu madde başımıza sık sık gelmez. 


Bebeğinizle birlikte mutlu günler. 

22 Haziran 2016 Çarşamba

Portakal Limon Soslu İrmik Tatlısı

zaman: Haziran 22, 2016 0 yorum
Bloğumda vişne soslu irmik tatlısı tarifini paylaşmıştım. Çok hafif ve güzel bir tatlı. Geçen gün yine yapmak istedim. Evde vişne suyu olmadığı için portakalları kullanmayı düşündüm ve portakal soslu yaptım bu kez tatlıyı. Limon nerden çıktı derseniz tatlımız için gerekli olan 2,5 bardak portakal suyunu toplayamadığımdan biraz da limon sıktım :)  Görüntüsü, rengi ve tadı çok güzel oldu. Portakalınız yoksa hazır portakal suyu da kullanabilirsiniz.

Vişneli olan versiyonundan farklı olarak sosunu yaparken yine vanilyalı puding kullanıyoruz fakat bu kez vişne suyu yerine portakal suyuyla sosumuzu pişiriyoruz. Geri kalanı diğer tarifle aynı.

Buradan ulaşabilirsiniz;
http://iksmiranneolunca.blogspot.com.tr/2016/06/visne-soslu-irmik-tatls.html


Afiyet olsun.

Bebek Gelişiminin Kilometre Taşları

zaman: Haziran 22, 2016 0 yorum
Bebeğimiz büyüdükçe merak ederiz acaba hangi ayda oturmaya başlayacak, ne zaman emekler, ne zaman yürümeye başlar, ne zaman anne-baba der? Bu yüzden de internette araştırmalar yaparız, eşe dosta, doktora sorarız.

Ben de bunları yapan bir anne olarak diğer annelere de kolaylık olması için internette bulduğum ve sevdiğim bir bağlantıyı sizinle paylaşmak istedim. Bu tabloda bebeğinizin beslenme, fiziksel, dil ve bilişsel konularda hangi aylarda neler yapabileceğini bulabilirsiniz.

Fakat; tabloya göz atmadan önce şunu özellikle belirtmeliyim ki; her bebeğin gelişimi birbirinden farklıdır. Bahsedilen aylarda o davranışları sergilemiyorsa bunun için endişelenmemelisiniz. Örneğin oğlumla aynı gün doğan bir bebeğin 2 tane dişinin çıktığını duydum fakat bizimkinde aylardır kaşıntı olmasına rağmen henüz diş yok. Başka bir örnek de benim bebekken emeklemeden direk yürümeye başlamış olmam :) Yani anlatmak istediğim bu tablo bir genellemedir ve her bebekte aynısı olacak diye bir kaide yoktur.



Tablonun en kısa zamanda Türkçe halini de sizlerle paylaşacağım.
 

iksmir anne olunca Copyright © 2011 Design by Ipietoon Blogger Template | web hosting